MİGREN
14.07.2013 tarihli www.estetikyorum.com da çıkan yazım
MİGREN
Migren, nörolojik, gastrointestinal ve otonom değişikliklerin çeşitli şekillerde eşlik ettiği primer epizodik (bölüm) bir baş ağrısı bozukluğudur. Nörolojik muayeneler, görüntüleme ve laboratuvar incelemeleri genellikle normaldir ve bunlar daha korkutucu diğer klinik hastalıkların nedenlerinin dışlanmasında yarar sağlar
Migrende tipik baş ağrısı tek taraflı, zonklayıcı, orta-ağır şiddette olup fiziksel aktivite ile şiddetlenir. Ağrı, başlangıcından itibaren iki taraflı olabilir ya da tek taraflı başladıktan sonra diğer tarafa yayılabilir. Ağrı gündüz veya gece her zaman ortaya çıkabilse de en sık olarak sabah 05:00 ile öğlen 12:00 arasında başlar. Başlangıçtan sonraki 2 - 12 saat içinde maksimum şiddete ulaşarak atağa dönüşür, bundan sonra da yavaşça azalarak geçer. Tedavi edilmemiş bir migren atağının ortalama süresi 24 saattir. .
Migren atağının sebebi tam olarak bilinmemekle birlikte, migreni olan çoğu kişi, belli faktörlerin migren ataklarını “tetiklediğine” inanır. Bu tetikleyiciler arasında stres veya stres sonrası gevşeme, heyecan, üzüntü, aşırı sevinç, çok fazla veya çok az uyku, kuvvetli ışık, hava değişiklikleri ve çikolata, peynir, kırmızı şarap, kahve ve çay gibi yiyecekler yer alır. Çoğu kadında hormonel değişiklikler veya adet dönemi de migreni tetikleyebilir, ancak ataklar başka zamanlarda da olabilir.
Çoğu insan için migren atağının en kötü dönemi baş ağrısıdır. Genellikle zonklayıcı, ağrılı ve sıklıkla da başın bir tarafındadır.
Ancak migren ’yalnızca bir baş ağrısı’ değildir. İnsanların çoğu aynı zamanda bulantı hisseder, bazısı da kusar. Migrendeki baş ağrısına eşlik eden ve sık görülen diğer belirtiler arasında, ışığa, sese ve kokulara aşırı duyarlılık da yer alır. Migrenli insanların çoğu atakları sırasında karanlık ve sessiz bir oda ararlar
Nedenleri: Stres, alkol, dengesiz beslenme, organ ya da kas iskelet sistemi fonksiyon bozuklukları, sinir sistemi, sirkülasyon sorunu, membran yada sutur problemlerini sayabiliriz.
Osteopatik yaklaşım ;
Migren , klasik tıpta baş ile ilgili bir sorundur.Vasküler bir sorundur.Yani A.Meningea media sorunudur.Bu arter kafatasına girdikten sonra membranlara dallar verir, membranların inervasyonu N.Trigeminusun dalları ile olur. Bu arter beraberinde sempatik sinirleride kafatasına taşır.
Osteopati açısından olaya baktığımızda Kranyosakral tedavi ön plana çıkmaktadır. Kranyosakral tedavide kafatası kemiklerinin eklemleştiği suturleri gevşetmek, membranları gevşetmek , BOS dolaşımını sağlamak için geliştirilmiş özel teknikler mevcuttur.Osteopatinin temeli bütüncül yaklaşımdır. Hastanın ağrıyan bölgesine odaklanmayıp tüm vücudu muayene edip değerlendirerek sorunun asıl kaynağını bulup burayı tedavi etmekten geçer.
Boyun bölgesindeki kasları gevşetmek, varsa blokajları açmak bu arterin dolaşımını rahatlatacaktır.Daha sonra kafatasındaki kemiklerinin birleşim yerleri olan suturlerin gevşetilmesi, Membranların gevşetilmesi , BOS( Beyin omurilik sıvısının ) un akışkanlığının yeniden düzenlenmesi gibi tekniklerle baş ağrısının azaltılması sağlanabilmektedir.Bu tekniklere Osteopatide kısaca Kranyosakral Tedavi denilmektedir.
Hastanın beslenme alışkanlıklarınında düzenlenmesi gerekmektedir.Yapılan çalışmalar GIS ve hormonal sorunlarında migren ataklarını tetiklediğini göstermektedir.Bu açıdan beslenme de önem kazanmaktadır.
Unutmamak gerekir ki migrenin kesin tedavisi yoktur. Kranyosakral tedavi ile hastanın ataklarının sıklığı ve baş ağrısı azaltılabilmektedir.Hastalar atakları daha kısa sürede ve daha az şiddette atlatabilmektedir.
Fizyoterapist & Osteopat
Dursun Sumer